14 Eki 2013

Bugün Bayram!..

    Evet efendim... Bir kurban bayramına daha hoşgeldiniz...
 Öncelikle bütün müslüman aleminin kurban bayramı kutlu olsun. (Genellikle 'mübarek olsun' denir ama Türkçe kökenli kelime kullanmaya özen gösterdiğim için 'kutlu olsun' diyorum)

  Kurban bayramı tüm müslümanlar için önemlidir ama biz Türkler için diğer bayramlara kıyasla daha bir özeldir. Benim ailem içinse tam bir 'toplanma' zamanıdır. Her ramazan ve kurban bayramında bir eve herkes toplanır; sohbet eder, yemek yer, eğleniriz. Günün sorunda herkese bir hüzün çöker. Yavaş yavaş evlere dağılırken, 'Çocuklar hadi bakalım eve gidiyoruz' cümlesiyle 'Ya anne ya 5 dakika daha oyun bitsin gideriz söz ben onları çok özlemişim...' nidaları yankılanır evde. Hani bazı ailelerde vardır ya şu bununla küstür bu şununla falan... Bizde yoktur onlardan. Küs olanlarda varsa konuşmazlar birbiriyle ama bir saatte biri, bir saatte biri ayrı ayrı gelmez. Herkes bir arada olur saat 1 dediniz mi. Büyük bir masa etrafına herkes dizilir, leziz yemekler yenir, bol bol sohbet edilir. Sonra küçükten büyüğe başlanır el öpülmeye. Herkes kendi bütçesine göre küçüğüne harçlık verir. Çocuklar harçlık almaya 6-7 aylıkken başlarlar. Aklı başında ilk el öpüşleri 1-1,5 yaşlarında olur. O görüntü mükemmeldir. Kimi eli öper ama başına koymaz, kimi önce başına koyar sonra öper... Annemin anlattığına göre benim ilk elini öptüğüm kişi dayımmış. Öptükten sonra 'Dayıcım bak ben ne cici çocuğum Barkın senin elini öpmedi' demişim. Sonra Barkın'da 'Ben dedemin elini öptüm!..' diye kızmış bana.

  Eğlencelidir bayramlar... Çocuklara yepyeni gıcır gıcır kıyafetler alınır. O kıyafetler ilk o gün giyilir. O günün eksiksiz ve mükemmel geçmesi için herşey yapılır. Börekler,çörekler,tatlılar yapılır o güne özel... Herkes o güne ayrı bir özen gösterir. İlk gün kurbanlar kesilir. Gücü olmayana gizli yardımlar yapılır. Sıra sıra doldurulan tabaklar bir bir yollanır evin ufaklığıyla... 'Ayşe teyze bunu annem gönderdi. Bayramınızı kutluyorlarmış' cümlesiyle tüm komşulara dağıtılır yemekler... Yakın akrabalar, mezarlıklar, yaşlılar ziyaret edilir. Dualar okunur.

  Küçükken bayram sabahlarını ayrı bir hevesle beklerdim. O sabah uyandığımda ilk yaptığım şey elimde saç fırçası fırlar annemin odasına gider 'Bugün Bayram' şarkısını söylerdim. Annemleri uyandırdıktan sonra üzerimi giyer başlardım tek başıma komşuları gezmeye... Aynı şarkıyı bütün komşularımıza söyledikten sonra herkes bana şeker verirdi. Onları sırt çantalarımdan birine doldurur anneanneme gitmeyi beklerdim. Anneannemde bütün aileyle bayramlaşırdım. Bütün vazifelerim bittikten sonra çantamdaki çikolataları kuzenimle birlikte afiyetle yerdik. Oyun oynar, sohbet ederdik. Minderden çadır yapar. Çadırımızı gören büyüklerin tepkileri hep aynı olurdu. 'Aaaa çocuklar yine mahvetmişsiniz burayı hadi çabuk toplayın!..' Elbette ki o çadır akşama kadar toplanmazdı. Ama o günkü mutluluklarım hayatımdaki en saf mutluluklardır.

  Bence o mutluluk her çocuğun yaşaması gereken bir hayat tecrübesi... Lütfen bayramların özünü sıcak yerlere giderek değiştirmeyin... Yaşlıları, akrabaları ziyaret etmekten çekinmeyin. Korkmayın kimse yemeyecek sizi... Ailenizin, sevdiklerinizin değerini bilin ve onlarla kutlayın bayramları...

  Bütün müslümanların gönülleri kadar temiz ve güzel bir bayram geçirmeleri dileğiyle...
 Hoşçakalın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarda argo ve benzeri kelimeler kullanmamaya dikkat ediniz.
Türkçenin imla kurallarına uymaya özen gösteriniz.
+18 içerikli yorumlar yapmayı aklınızdan geçirmeyiniz.
Facebook ve Twitter Türkçesiyle yazılmış; k ve v harfleri yerine q,w,x harfleri kullanılan yorumlar okunmadan silinecektir.