27 Mar 2013

Kaybolan Yeşil...

  Şehirde mi yaşıyorsunuz? 'Evet,' dediğinizi duyar gibiyim. Çünkü artık kimse köyde yaşamıyor, yaşamak istemiyor. Buğday, arpa para etmez oldu. Öyle olunca da köyden kente göç başladı. Yaşlısı genci,zengini fakiri hep kentte. Eh, haliyle durum böyle olunca kentlerdeki ağaçlar kesilmekte, kesilen yerlere gecekondular, evler yapılmakta. Artık beton görmeye o kadar alışmışız ki bir yeşillik görünce "Ay yaşasın yeşillik!" diyoruz. Özellikle ben, artık ağaç gördüğümde çevresini tel örgü örüp koruma altına alacak duruma geldim. Tamam,o kadar beton dolu bir yerde yaşamıyorum. En azından şehir içi kadar. Ama öyle içimi ferahlatacak kadar da yeşil değil çevrem.

  Bugün hastaneden eve dönerken (tellerin rutin kontrolü) bir alan gördüm  Anıttepe'de... Ay bir sevindim, bir sevindim uçacaktım neredeyse yeşillik, ağaçlık, bir orman diye. Hafifte yüksekçe bir yer. Böyle bir tepenin üzerine kurulmuş gibi. 1-2 metre ilerledik ve aradan krem rengi bir bina gözüktü. Mimarisi tıpkı Anıtkabir gibi. Düşünürken sesli olarak 'Amma Anıtkabir'e benzetmişler binayı pes vallahi!' deyivermişim. Babamın sesi beni ayılttı. 'Eh orası zaten Anıtkabir...' Hayallerimin söndüğü yer! Oysa ki ben Anıtkabir'den başka bir yerin de, tıpkı Anıtkabir kadar yeşil olabileceğini düşünmüştüm. Öyle olsun her yer, Anıtkabir'in çevresi gibi yemyeşil olsun istemiştim. Annem 'Ne güzel yemyeşil değil mi?' dedi. 'Keşke her yer böyle olsa!' Bu cümleye içinizden keşke dediyseniz size bir çözümüm var. Gidin bir seraya alın 5 liraya bir fidan, bir okulun bahçesine müdüründen izin alıp dikin! Vazgeçtim çok hayal ürünü bunu kimse yapmaz! Yapamaz çünkü insanlar 'İşim yok mu?' diye düşünecek! Ama Elazığ'da özel bir kadın doğum hastanesi bulmuş çözümü! Doğan her bebek karşılığında sizden fazladan 5 lira alıp sizin yerinize ağaç dikiyorlar! Yalnızca bir imzanız ve 5 liranız yetiyor. Aslında bu kampanya 3 yıldır varmış. Elazığ ve ÇEKÜL vakfı işbirliğiyle yapılıyor. Ama işin kötü yanı yalnızca 1 bebek katılmış! Bu da yalnızca 1 fidan toprağa kavuştu demek!

  http://herbebekbirfidan.com/index.html Buyurun bu da site. Bebeklerimiz kısmına lütfen dikkatle bakın! Cemre haricinde kimse yok! Ne olursunuz eğer bir çocuğunuz varsa ona ağaçları sevmesi gerektiğini, onlarında canlı olduğunu öğretin.En önemlisi onun ağaca bir kere dokundurun. 'Bak sen onu hissettin ama tek sen hissetmedin onu, o da seni hissetti. Sen onu sevdiysen o da seni sevmeye hazır. Bunu nasıl anlayacaksın? O senin nefes almanı sağlıyor. Havayı onlar temizliyor' deyin.

  Kuzenimin kızı 6 yaşında ve odamda bir çiçeğim var. Yanlışlıkla düşürdü geçen gün. 'Abla canı yanmış mıdır?' dedi. 'Biraz yanmıştır' dedim ve sustum. Gitti çiçeğimi öpüp 'Seni düşürdüğüm için çok özür dilerim turuncu çiçek! Söz veriyorum bir daha seni düşürmeyeceğim!' dedi ve onu yeni saksının içine koydu.O an o kadar mutlu oldum ki! 'Onun bir canlı olduğunu biliyor!' dedim içimden. Ama ona bitkilerin canlı olduğunu hiç söylememiştim. 'Nereden biliyor acaba?' diye düşünürken 'Hadi boya yapalım' dedi. 'Tamam' dedim. Bilmeceli boyama kitabından bir resim seçti. 'Oku' dedi. Okudum. Hemen cevabını bildi.
-'Ağaç!'
-'Doğru'
Boyarken biz bir de sohbet ederiz huyumuz kurumasın... Bana önceki gün Gül Öğretmeninin anlattığı konuyu anlattı. Sonra birden 'Biliyorsun mu ağaçlar,çiçeklerde canlıymış! Öğretmenimiz söyledi. 'Onlara zarar vermeyin' dedi. 'Yapraklarını koparmayın çok canı acır' dedi. Sonra bir ot getirdi. Biz sıraya girdik. Deney yapıyormuşuz öğretmen öyle dedi. Hepimiz bitkinin yaprağına dokunduk. Ot birden yapraklarını kapattı. Küsmüş bize. Dokunmuşuz yaprağına... Sonra hep birlikte özür diledik geri açtı yapraklarını. Öğretmenime sordum, küstüm çiçeğiymiş adı.'dedi. Ama o kadar üzülmüş ki yaprakların ona küsmesine çok korkmuş benim çiçeğim ona küserse bir daha açmazsa diye.
-'Korkma. O senin onu yanlışlıkla düşürdüğünü anlamıştır. Sen onu yerden kaldırdın ya o şimdi çok mutludur.Ilgın beni seviyor diyordur içinden' dedim.
-'Diyor mudur gerçekten?'
-'Diyordur ya hem sen ondan özür de diledin. Aferin benim kuşuma!' deyip öptüm onu iki yanağından ve öğretmenine içimden yüzlerce defa teşekkür ettim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarda argo ve benzeri kelimeler kullanmamaya dikkat ediniz.
Türkçenin imla kurallarına uymaya özen gösteriniz.
+18 içerikli yorumlar yapmayı aklınızdan geçirmeyiniz.
Facebook ve Twitter Türkçesiyle yazılmış; k ve v harfleri yerine q,w,x harfleri kullanılan yorumlar okunmadan silinecektir.