13 Eyl 2020

Yalnızlık

Fark ettim ki herhangi bir günde fotoğrafımı çekecek bir tanıdığa sahip değilim. Komik ama bunu uyumadan önce saçlarımı tararken aynada kendimi gördüğümde fark ettim. Fark ettiğim anda tarak saçlarımın arasında daha yarı yolu bile bulamamışken kalakaldı. Komik çünkü uyumadan önce saçlarını tarayan kimseyi de tanımıyorum. Aslında tanıdığım kimsenin olmayışından kaynaklı da olabilir bu. Tüm tanıdıklarım romanların satırlarında bahsedilen karakter ve tiplerden ibaret. 

Sanırım bazı şeyleri baştan almam gerekiyor. Böylelikle zihninizdeki ‘Bu yazı nereden çıktı karşıma?’ sorunuza bir cevabım olur. Hem kim bilir, belki yalnız değilimdir o kadar da. 
Adım... adımın bir önemi var mı? Yani beni tanımanız için bir ada ya da kaç yaşında olduğum bilgisine ihtiyacınız var mı? Belki siz sokakta yürürken yanınızdan aceleyle geçtim, hatta omzunuza çarptım. O zaman da merak etmiş miydiniz adımı? Yoksa çarpanın olduğunu umursamadan ‘pardon’ diyip geçtiniz mi? 

Sahi siz hiç birinin fotoğrafını ‘Sakın kımıldama. Işığın şu an şahane, fotoğrafını çekmem gerek!’ diyip çektiniz mi? Benim hiç çekilmedi. Kimse ‘Işığın şahane’ de demedi. Belki tanıdığım olmadığı içindir. Neyse aynı yere dönmeyelim şimdi. 
Peki hiç gece lambası ışığında elinize oje sürdünüz mü? Böyle bordo falan... Sizce de çok zor değil mi? 

Ah ne saçmalıyorum ben? Kırk yıllık yalnızlık bir gece vakti ansızın yenilen pestilin şekeri gibi başıma vurdu. Acaba yavru kedi mi alsam? Bakabilir miyim ki? Yoksa onun da canı benim gibi şu duvarlar arasında sıkılır mı? Sever mi beni acaba? Kedilerin böyle şeyleri pek umursamadığını okumuştum. Köpek mi alsam yoksa? Şöyle küçük, işten geldiğimde neşeyle kuyruk sallayan bir yumurcak. Olmaz mı? 

Olmaz mı... Birazdan kırık bir parkenin altına koyacağım belki bulunmayacak,  belki 60 yıl sonra yıkıntılar arasında bulunacak basit bir kağıttan cevap bekliyorum. İnsan be tuhaf bir mahluk. Sesinin bir fısıltısının duyulmayacağını bile bile yine de bağırarak şarkı söylüyor. Beni dinleyen, duyan, hisseden bir hava molekülü bile yok ve ben oturmuş sanki biri beni duyuyormuş gibi bir şeyler anlatıyorum. Garip şey şu yalnızlık... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarda argo ve benzeri kelimeler kullanmamaya dikkat ediniz.
Türkçenin imla kurallarına uymaya özen gösteriniz.
+18 içerikli yorumlar yapmayı aklınızdan geçirmeyiniz.
Facebook ve Twitter Türkçesiyle yazılmış; k ve v harfleri yerine q,w,x harfleri kullanılan yorumlar okunmadan silinecektir.